top of page
phalesia sapanca havuzlu oda 11.jpg
phalesia glamping oda iç görünüm

BAŞTAN AŞAĞI

YENİLENDİK

Phalesia Dome Glamping Hotel Yenilenen Evleri ve
Profesyonel Ekibi ile Ferah Bir Sapanca Tatili Sunuyor

Sizi Phalesia Glamping Dome Otel’e yenilenmeye davet ediyoruz. Doğa Ana'nın kucağında, tertemiz bir havada şehirin stresinden uzaklaşıp arınmak, gözünüz alabildiğince yeşilin tonlarını görmek, toprakla hasret gidermek, nefesinizle ciğerlerinize oksijen depolamak, herşeyi bir kenara bırakıp rahatlamak, kısacası özünüze dönüp kendinizi hatırlamak...
İstanbul'da yanı başınızda, manen bir o kadar da dışında olan Sapanca'dan gitmeyi istemeyeceksiniz.

OTELİMİZ

Sapanca'da doğanın kalbinde bulunan Phalesia Dome Glamping Otel yaklaşık 21 dönümlük arazide Muhteşem Sapanca Göl Manzarasına sahip ve dip dibe değil birbiri arasında oldukça mesafeli 10 adet lüks odaları  ile harika bir konaklama ve tatil deneyimi sunuyor.

Phalesia Dome Glamping'te her mevsim farklı deneyimler edinebilirsiniz. Bahar aylarında etrafınızda bulunan onlarca Fındık, Ceviz ve Meyve ağaçlarının dallarından meyveler yiyebilir, Kış aylarında beyaza bürünmüş doğanın keyfini çıkarıp mangalınızı yakarken odanızın hemen önünde bulunan kendinize özel ısıtmalı yüzme havuzunuza girebilir yada bir Phalesia Dome Glamping klasiği olan ateş çukurunda diğer misafirlerle uzun gece sohbetlerine katılabilirsiniz. Bu arada ayakkabılarınızı odanızda bırakmayı unutmayın, çünkü tamamen doğal çimlerle bezeli arazimizde şehrin stresini ve elektriğini toprağa bırakmak isteyebilirsiniz...


YİYECEK İÇECEK KONSEPTİMİZ

ODA KAHVALTI : Kahvaltınızı odanızın verandasında ailenizle baş başa serpme olarak almak ister misiniz? Kahvaltınızı extra ücret ödeyerek (250 TL kişi başı) sabah odanıza gönderiyoruz.

ÇOCUKLAR İÇİN

Yıl boyunca çocuklarınızın beton yığınları arasında boğulduğunu çok iyi biliyoruz. Onları özgürce ve güvenle doğaya bırakıp odanızın havuzunda yüzerken yada verandasında kahvenizi yudumlarken ne kadar mutlu olduklarınızı izleyebilirsiniz. Phalesia Dome Glamping'te sizlere dış dünyadan tamamen izole bir ortam sunuyoruz.

 

SİZİN DOSTUNUZ BİZİM DE DOSTUMUZ

Phalesia Dome Glamping elbette evcil hayvan dostu bir oteldir. Küçük dostlarınızı getirmeden önce bizlere bilgi vermeniz yeterli..

Sapanca Tarihçe

Bilinen yazılı belgelere göre M.Ö. 1200 yılında Frigyalıların bölgeye gelmesiyle, bir yerleşim yeri olarak adı geçen Sapanca, gerçek anlamda M.S. 378 yılında Bitinya Krallığı tarafından kurulmuştur. İlk defa 391 senesine ait Lazca bir kaynakta Siphonensis Lacus ismi kullanıldı. Doğu Roma İmparatorluğu döneminde Buanes, Sofhan ve Sofhange adıyla anılmıştır.
Sapanca ve çevresinde 1075 tarihinde Anadolu Selçukluları’nın gelmesiyle bölge Ayan ve Ayanköy adıyla anılmaya başlamıştır. Haçlı Seferleri sonrasında bölge yeniden Bizanslılara geçmiştir. 1640 yılında Erzurum seyahatine giderken kasabadan geçen Evliya Çelebi, kasaba hakkında şu bilgileri vermektedir: Bir zamanlar İzmitli bir ihtiyar buradaki orman ve çalıları temizleyerek saban yürüttüğünden Sabancı Koca adıyla bir köy kurulur. Sonra zaman geçtikçe mamur bir hale gelerek Kanuni Sultan Süleyman zamanında kasaba olmuştur.
Kasabada Sarı Rüstem Paşa 170 ocaklı bir han yaptırmıştır. Güzel bir camisi hamamı ve çarşısı vardır. İmaretleri gök kurşunla kaplıdır. 1000 kadar kiremit örtülü ev vardır. İmaretlerin tamamı Mimar Sinan yapısıdır. Bir diğer Mimar Sinan eseri ise Pertev Paşa hanıdır. Bu hayrat eserin çoğu Rüstem Paşa’nın olduğu için vakfın mütevellisi tarafından idare edilmektedir. Buranın bir yeniçeri serdarı vardır. Övüleceklerinden beyaz kirazı meşhurdur.
Hamamının dibinde bir ekmekçi dükkânı vardır. Bir dervişin hayır duası bereketi ile bir çeşit beyaz ve has ekmek somun pişirir ki Sabanca Somunu adıyla her tarafta şöhret bulmuştur. Kırk gün bile dursa kuruyup küflenip lezzetini kaybetme ihtimali yoktur. O kadar meşhurdur ki birini ılgarla taze taze acem şahına götürmüşler ve o da çok beğenmiş. O kadar lezzetli ve has ekmek olmasını bazıları suyundadır derler. Civarında bir de köy vardır.
1837 yılında 2. Mahmut döneminde Adapazarı kaza merkezi haline getirilmiştir. Sapanca buraya nahiye olarak bağlanmıştır. İzmit – Bolu yolu Sapanca’dan geçmekte idi. Kâtip Çelebi, Cihannüma adlı eserinde bu yolun Sapanca kısmı hakkında yolun, burada yarım mil su içinden geçtiğini ve suların kabarık olduğu zaman üzengiye çıktığını kaydetmektedir.
Aynı tarif 19. yüzyılın ilk yarısında Charles Texir tarafından yapılmıştır. Bir saat kadar gölün kumları üzerinde gidilmektedir. Bazı yerlerde sular eyer kolonlarına kadar çıkar. 1890 yılında Sapanca’ya gelen demir yolu yukarıda sözü edilen dar kıyıdan yarma açılmak suretiyle geçilmiştir. Demir yolunun inşasından sonra karayolu ihmâl edilmiş ve hemen hemen geçilmez olmuştur.
Cumhuriyet devrinde karayolu gölün dar kıyısından değil, yamaçların gerisinden geçirilmiştir. Böylece kasaba tarihi ulaşım yolu görevini hem demir hem de karayolu ile yerine getirmeye devam etmiştir. 1950’li yıllarda E5 Karayolu’nun gölün karşı kıyısından geçirilmesiyle Sapanca bir müddet önemini yitirir gibi olduysa da 1989 yılında TEM Otoyolu’nun ilçeden geçmesi ile tarihi misyonuna yeniden kavuşmuş olmuştur.

Kaynak : Sapanca Kaymakamlığı

bottom of page