Phalesia Dome Glamping Hotel Yenilenen Evleri ve
Profesyonel Ekibi ile Ferah Bir Sapanca Tatili Sunuyor
Sizi Phalesia Glamping Dome Otel’e yenilenmeye davet ediyoruz. DoÄŸa Ana'nın kucağında, tertemiz bir havada ÅŸehirin stresinden uzaklaşıp arınmak, gözünüz alabildiÄŸince yeÅŸilin tonlarını görmek, toprakla hasret gidermek, nefesinizle ciÄŸerlerinize oksijen depolamak, herÅŸeyi bir kenara bırakıp rahatlamak, kısacası özünüze dönüp kendinizi hatırlamak...
İstanbul'da yanı başınızda, manen bir o kadar da dışında olan Sapanca'dan gitmeyi istemeyeceksiniz.
OTELİMİZ
Sapanca'da doÄŸanın kalbinde bulunan Phalesia Dome Glamping Otel yaklaşık 21 dönümlük arazide MuhteÅŸem Sapanca Göl Manzarasına sahip ve dip dibe deÄŸil birbiri arasında oldukça mesafeli 10 adet lüks odaları ile harika bir konaklama ve tatil deneyimi sunuyor.
Phalesia Dome Glamping'te her mevsim farklı deneyimler edinebilirsiniz. Bahar aylarında etrafınızda bulunan onlarca Fındık, Ceviz ve Meyve aÄŸaçlarının dallarından meyveler yiyebilir, Kış aylarında beyaza bürünmüÅŸ doÄŸanın keyfini çıkarıp mangalınızı yakarken odanızın hemen önünde bulunan kendinize özel ısıtmalı yüzme havuzunuza girebilir yada bir Phalesia Dome Glamping klasiÄŸi olan ateÅŸ çukurunda diÄŸer misafirlerle uzun gece sohbetlerine katılabilirsiniz. Bu arada ayakkabılarınızı odanızda bırakmayı unutmayın, çünkü tamamen doÄŸal çimlerle bezeli arazimizde ÅŸehrin stresini ve elektriÄŸini topraÄŸa bırakmak isteyebilirsiniz...
YİYECEK İÇECEK KONSEPTİMİZ
ODA KAHVALTI : Kahvaltınızı odanızın verandasında ailenizle baÅŸ baÅŸa serpme olarak almak ister misiniz? Kahvaltınızı extra ücret ödeyerek (250 TL kiÅŸi başı) sabah odanıza gönderiyoruz.
ÇOCUKLAR İÇİN
Yıl boyunca çocuklarınızın beton yığınları arasında boÄŸulduÄŸunu çok iyi biliyoruz. Onları özgürce ve güvenle doÄŸaya bırakıp odanızın havuzunda yüzerken yada verandasında kahvenizi yudumlarken ne kadar mutlu olduklarınızı izleyebilirsiniz. Phalesia Dome Glamping'te sizlere dış dünyadan tamamen izole bir ortam sunuyoruz.
SİZİN DOSTUNUZ BİZİM DE DOSTUMUZ
Phalesia Dome Glamping elbette evcil hayvan dostu bir oteldir. Küçük dostlarınızı getirmeden önce bizlere bilgi vermeniz yeterli..
Sapanca Tarihçe
Bilinen yazılı belgelere göre M.Ö. 1200 yılında Frigyalıların bölgeye gelmesiyle, bir yerleÅŸim yeri olarak adı geçen Sapanca, gerçek anlamda M.S. 378 yılında Bitinya Krallığı tarafından kurulmuÅŸtur. İlk defa 391 senesine ait Lazca bir kaynakta Siphonensis Lacus ismi kullanıldı. DoÄŸu Roma İmparatorluÄŸu döneminde Buanes, Sofhan ve Sofhange adıyla anılmıştır.
Sapanca ve çevresinde 1075 tarihinde Anadolu Selçukluları’nın gelmesiyle bölge Ayan ve Ayanköy adıyla anılmaya baÅŸlamıştır. Haçlı Seferleri sonrasında bölge yeniden Bizanslılara geçmiÅŸtir. 1640 yılında Erzurum seyahatine giderken kasabadan geçen Evliya Çelebi, kasaba hakkında ÅŸu bilgileri vermektedir: Bir zamanlar İzmitli bir ihtiyar buradaki orman ve çalıları temizleyerek saban yürüttüÄŸünden Sabancı Koca adıyla bir köy kurulur. Sonra zaman geçtikçe mamur bir hale gelerek Kanuni Sultan Süleyman zamanında kasaba olmuÅŸtur.
Kasabada Sarı Rüstem PaÅŸa 170 ocaklı bir han yaptırmıştır. Güzel bir camisi hamamı ve çarşısı vardır. İmaretleri gök kurÅŸunla kaplıdır. 1000 kadar kiremit örtülü ev vardır. İmaretlerin tamamı Mimar Sinan yapısıdır. Bir diÄŸer Mimar Sinan eseri ise Pertev PaÅŸa hanıdır. Bu hayrat eserin çoÄŸu Rüstem PaÅŸa’nın olduÄŸu için vakfın mütevellisi tarafından idare edilmektedir. Buranın bir yeniçeri serdarı vardır. Övüleceklerinden beyaz kirazı meÅŸhurdur.
Hamamının dibinde bir ekmekçi dükkânı vardır. Bir derviÅŸin hayır duası bereketi ile bir çeÅŸit beyaz ve has ekmek somun piÅŸirir ki Sabanca Somunu adıyla her tarafta ÅŸöhret bulmuÅŸtur. Kırk gün bile dursa kuruyup küflenip lezzetini kaybetme ihtimali yoktur. O kadar meÅŸhurdur ki birini ılgarla taze taze acem ÅŸahına götürmüÅŸler ve o da çok beÄŸenmiÅŸ. O kadar lezzetli ve has ekmek olmasını bazıları suyundadır derler. Civarında bir de köy vardır.
1837 yılında 2. Mahmut döneminde Adapazarı kaza merkezi haline getirilmiÅŸtir. Sapanca buraya nahiye olarak baÄŸlanmıştır. İzmit – Bolu yolu Sapanca’dan geçmekte idi. Kâtip Çelebi, Cihannüma adlı eserinde bu yolun Sapanca kısmı hakkında yolun, burada yarım mil su içinden geçtiÄŸini ve suların kabarık olduÄŸu zaman üzengiye çıktığını kaydetmektedir.
Aynı tarif 19. yüzyılın ilk yarısında Charles Texir tarafından yapılmıştır. Bir saat kadar gölün kumları üzerinde gidilmektedir. Bazı yerlerde sular eyer kolonlarına kadar çıkar. 1890 yılında Sapanca’ya gelen demir yolu yukarıda sözü edilen dar kıyıdan yarma açılmak suretiyle geçilmiÅŸtir. Demir yolunun inÅŸasından sonra karayolu ihmâl edilmiÅŸ ve hemen hemen geçilmez olmuÅŸtur.
Cumhuriyet devrinde karayolu gölün dar kıyısından deÄŸil, yamaçların gerisinden geçirilmiÅŸtir. Böylece kasaba tarihi ulaşım yolu görevini hem demir hem de karayolu ile yerine getirmeye devam etmiÅŸtir. 1950’li yıllarda E5 Karayolu’nun gölün karşı kıyısından geçirilmesiyle Sapanca bir müddet önemini yitirir gibi olduysa da 1989 yılında TEM Otoyolu’nun ilçeden geçmesi ile tarihi misyonuna yeniden kavuÅŸmuÅŸ olmuÅŸtur.
​
Kaynak : Sapanca Kaymakamlığı